Aile hekimliği'nin sorunları

"Aile hekimlerinin yüzde 90'ı pratisyen hekim, uzmanlık sorunu var"

Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Okay Başak, Türkiye'de aile hekimliği uygulamasında önemli gelişmeler yaşanırken bazı sorunlar da bulunduğunu belirterek, ''Türkiye'de aile hekimine düşen hasta sayısı 3 bin 500-4 bin. Bu sayının en az yarı yarıya azalması gerekir ki gerçek anlamda aile hekimliğinin gerekleri yerine getirilebilsin'' dedi.

Başak, yaptığı açıklamada, aile hekimliğinin hem uygulama bakımından hem de tıp disiplini ve uzmanlık alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'de aile hekimliğinin pilot uygulamasının 2005'te başladığını, 2010'un aralık ayı itibarıyla Türkiye genelinde hayata geçirildiğini belirten Başak, ilk etapta mekanlarla ilgili birtakım sıkıntılar yaşandığını, bazı aile hekimlerinin mekanlarını kendilerinin oluşturduğunu ancak bu sorunun büyük ölçüde giderildiğini kaydetti.

Aile hekimliği uygulamasıyla ilgili sorunların değerlendirilmesi için bu uygulamanın öncesine bakılması gerektiğini ifade eden Başak, şunları söyledi:

''Aile hekimliğinden önce 50 yıllık geçmişi olan sağlık ocakları vardı. Sağlık ocaklarında bölge nüfusları vardı. Hekimlerin kendi nüfusu yoktu. Aile hekimliği bu uygulamayı bir adım ileriye götürdü ve herkesin bir aile hekimi oldu. 3 bin 500-4 bin kişiye bir aile hekimi verildi. Hekim hastasını, hastalar hekimini daha iyi tanır hale geldi. Aile hekimleri için sağlık ocağındaki pratisyen hekimlerden farklı görevler tanımlandı. Toplumsal değişime paralel olarak hastaların talep ve beklentileri de artıyor. Bunların karşılanması noktasında aile hekimleri büyük önem taşıyor ancak bunların ne ölçüde yerine getirilebildiği konusunda birtakım sıkıntılar var. Günlük poliklinik sayısının çok olmaması ve hekimin hastasına zaman ayırması gerekiyor ki aile hekimliği bakış açısıyla vatandaşa hizmet verilsin. Aile hekimleri günde 60-70 poliklinik sayısına ulaşabiliyor. Türkiye'de aile hekimine düşen hasta sayısı 3 bin 500-4 bin, gelişmiş batı ülkelerinde bin 500-2 bin arasında. Bu sayının en az yarı yarıya azalması gerekir ki gerçek anlamda aile hekimliğinin gerekleri yerine getirilebilsin.''

Aile hekimine düşen nüfusun azaltılması için aile hekimi sayısının artırılması ve vatandaşın gereksiz yere sağlık hizmetlerini kullanımının önlenmesi gerektiğini ifade eden Başak, ''Alışkanlıkların değişmesi gerekiyor. İnsanların hastalıkların tanısında geç kalmamalarını istiyoruz ama gereksiz gelmemelerini de istiyoruz. Çünkü gereksiz yapılan her hasta görüşmesi, muhtaç olan başka hastanın zamanından çalınması demektir. Böylece hekim hastasına gerekli zamanı ayıramamaktadır'' dedi.

UZMANLIK SORUNU
Sağlık Bakanlığının 2023 vizyonunda aile hekimine düşen nüfusun 2 binin altına indirilmesinin hedeflendiğini belirten Başak, ''Türkiye'de 20 bin 500 civarında aile hekimi var. Sağlık Bakanlığının 2023 vizyonunda 44 bin aile hekimi öngörülüyor. Bu sayıya ulaşıldığında hekim başına düşen hasta sayısı 2 binin altında iner ve bu alandaki sorun ciddi manada çözülür'' diye konuştu.

Aile hekimliği uygulamasının tam anlamıyla yerine getirilmesi için eğitimin de önem taşıdığını bildiren Başak, bu uygulamanın yeni bakış açısı ve anlayışla yapılabilmesi için aile hekimliğini bu konuda uzmanlık eğitimi almış hekimlerin yapması gerektiğini kaydetti.

Sağlık ocaklarında pratisyen hekim olarak görev yapan hekimlerin geçiş döneminde kısa süreli eğitim verildikten sonra aile hekimi olarak görevlendirildiğini belirten Başak, şöyle konuştu:

''Bu arkadaşlarımız çok iyi niyetle önceki görevlerinden farklı görevi yapmaya çalışıyorlar ama fark ortaya koymamız için bu arkadaşlarımızın uzman olması gerekiyor ya da aile hekimi uzmanlarının aile hekimi olarak görev yapması gerekiyor. Bütün çabamız uzmanlık eğitiminin yaygınlaştırılması. Asistan kadrolarının ve sahaya verilen uzman sayısının artırılmasını istiyoruz. Böylece uzman-pratisyen hekim oranının tersine döndürülmesi gerekiyor. Türkiye'de aile hekimlerinin yüzde 90'ı pratisyen hekimlerden, yüzde 10'u aile hekimi uzmanlarından oluşuyor. Bu oranın tersine dönmesi lazım. Bunu yaparsak ancak aile hekimliği uygulamasından gerçek verimi alabiliriz. Uygulamada vatandaş memnuniyeti gayet yüksek. Sağlık Bakanlığı da haklı olarak vatandaş memnuniyetine bakıyor ama uzmanlık eğitimi konusunda yeterince mesafe katedilmezse bu memnuniyet bir süre sonra azalabilir. Çünkü vatandaş bir süre sonra aldığı hizmetin kalitesine de bakmaya başlayacak. Bu da hekimlerin kendilerini geliştirmesiyle mümkün olabilir.''

AA

Konular